Ya ben lisede böyle değildim. Sınavları ciddiye alır, çalışırdım. Şimdiyse dersleri takip ediyorum, dinliyorum ama söz konusu sınav çalışmak olduğunda ciddi bir motivasyon düşüklüğüm var. Acaba bilgimi ispatlamak zorunda olmak mı sinirimi bozan? Bilgi hiyerarşisi bu aralar en sinir olduğum durumlardan biri zaten. Bunun en çok tezahür ettiği durum da sınavlar.
Mesela, staj dersimin raporları var. Nitekim bir staj not için yapılamaz. Mantığına aykırı. Çok da etkili bir staj süreci geçirdiğimi, elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Gelgelelim rapor yazmak ve bunu bir final ödevi haline gelirmek benim için ciddi bir külfet. Bilim insanlarına sesleniyorum. Yeni ölçme değerlendirme yöntemleri bulun.^^
29 Mayıs 2011 Pazar
2 Mayıs 2011 Pazartesi
Şinitzel'in Nedensel Kökleri
Eski zamanların birinde bir kadın yaşarmış. O'nun Zel adında bir sevgilisi varmış. Bir takım sebeplerden dolayı ayrılma kararı almışlar. Fakar kadın bunu bir türlü atlatamamış ve kendini mutfağa vermiş. Sürekli yeni şeyler deniyor, bütün gün mutfaktan çıkmıyormuş. En çok da tavuğu çeşitli baharatlara bulayarak kızartıyormuş. Bu sırada onun bedbaht halini gören arkadaşları ingiliz aksanları ile "She need Zel." demişler. Fakat kadın Avusturyalı olduğu için ne dediklerini anlamamış ve pişirdiği şeylerden bahsediyorlar zannetmiş. Böylelikle şinitzel yiyebiliyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)